Havadis53

KURBANLA İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR

KURBANLA İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR
381 views
28 Haziran 2022 - 23:39

1. Kurban kestikten sonra namaz kılmak gerekir mi?
Esas olarak kurban namazı diye bir namaz yoktur. Bu namazın dinî bir gereklilik
olduğu inancı veya kanaati yanlıştır. Ancak kişi nafile namaz kılınması mekruh
olmayan bir vakitte, sebepli veya sebepsiz dilediği kadar nafile namaz kılabilir. Kurban
kesen kişi de böyle bir ibadeti yapma imkânına kavuştuğu için Allah’ın verdiği nimete
şükür olarak iki rekât nafile namaz kılabilir.
2. Bir hayvanın yenilmeyecek yerleri nerelerdir? Bu organların ne yapılması
gerekir

Etlerinin yenmesi helal olan hayvanların, -ister kurban olarak ister başka bir amaçla
kesilmiş olsun- kanları, ödleri, bezeleri, idrar torbaları, cinsel organları ve husyelerini
(yumurtalarını) yemek tahrîmen mekruhtur (İbn Nüceym, el-Bahr, VIII, 553; el-
Fetâva’l-Hindiyye, VI, 495).
3. Kesilen kurbanın kanından alna sürülmesi dinimizde var mıdır?
Kesilen kurbanın kanının alına sürülmesinin dinle hiçbir ilgisi yoktur. Güvenilir
kaynakların hiçbirinde böyle bir bilgi mevcut değildir. Halkımız arasında yaygın olan
bu uygulamanın başka kültürlerden girdiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla terk edilmesi
gerekir.
     4. Kişi beslediği ve kurban olarak kesmeyi kararlaştırdığı bir hayvanın
sütünden veya gücünden yararlanabilir mi?

Bir kimse, kendi evinde besleyip büyüttüğü bir hayvanı, kurban olarak keseceğine
karar verse; bu hayvanın gücünden veya dişi ise sütünden yararlanabilir. Fakat kurban
olarak alınan bir hayvanın kesim öncesinde sütünden ve yününden yararlanmak uygun
değildir. Çünkü bu durumda hayvan satın alınmasından itibaren kurbanlık olarak
belirlenmiş olmaktadır. Şayet böyle bir hayvandan yararlanılmışsa, yararlanma bedeli
sadaka olarak verilmelidir (el-Fetâva’l-Hindiyye, V, 371; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr,
IX, 475-476).
5. Hacca giden kişinin hacla ilgili kurbanları memleketinde kesilebilir mi?
Temettu veya kırana niyet eden hacılar, Cenab-ı Hak, kendilerine aynı mevsimde
hac ve umreyi nasip ettiği için, şükür olarak kesecekleri hayvanları Harem dâhilinde
kesmeleri gerekir (Bakara, 2/196; Mâide, 5/95). Bu kurbanın, kurban bayramında
kesilen udhiyye kurbanı ile ilgisi olmadığından dolayı, Harem bölgesi dışında kesilmesi
geçerli değildir (Merğînânî, el-Hidâye, II, 493).
     6. Bir özür sebebiyle vaktinde kesilemeyen kurbanların fakir ve zengin için
hükmü nedir?

Kurban kesme niyetiyle hayvan almış, fakat kurban bayramı günlerinde kurbanı
kesememiş fakir kimse, bu hayvanı canlı olarak tasadduk eder. Bayram günlerinde
kurban kesemeyen zengin kimsenin ise, kurbanlık satın alıp almadığı dikkate
alınmaksızın bir kurbanlık hayvanın kıymetini yoksullara sadaka olarak vermesi
gerekir (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 156).
7. Abdestsiz olarak kurban kesilebilir mi?
Kurban kesen kişinin abdestli olması şart olmamakla birlikte kurban bir kurbet
(Allah’a yakınlaşma aracı) olduğu için kesenin abdestli olması daha faziletlidir.
     8. Bir kimsenin, oğlunun veya bir başkasının bağışladığı para ile kurban alıp
kesmesi durumunda bu, kurban sayılır mı?

Oğlu veya başkası tarafından kendisine bağış yapılan kimse bu paranın sahibidir.
Bağışlanan bu parayı dilediği gibi harcayabilir. İster başka ihtiyaçları için sarf eder,
isterse kurbanlık alıp kesebilir. Kesilen bu hayvan, kurban yerine geçer
(İbn Âbidîn,Reddü’l-muhtâr, IX, 452-454).
     9. Kurbanlık olarak satın alınan hayvana, daha sonra başkaları ortak
edilebilir mi?

Kurban kesmek isteyen kişiler, büyükbaş hayvanlara yedi kişiye kadar ortak
olabilirler. Böyle bir hayvan, yedi kişiye kadar ortak olarak satın alınabileceği gibi,
alındıktan sonra veya elde bulunan büyükbaş hayvana yedi kişiyi geçmemek kaydıyla
başkaları da ortak edilebilir (İbn Nüceym, el-Bahr, VIII, 198). Ancak ortak olunan
büyükbaş hayvanın her bir hissesinin, yedide birden az olmaması gerekir (el-Fetâva’l-
Hindiyye, V, 376).
10. Ölü kurbanı diye bir kurban çeşidi var mıdır?
Dinimizde ölü kurbanı veya kabir kurbanı diye bir kurban çeşidi yoktur. Ancak,
sevabı ölüye bağışlanmak üzere kurban kesilebilir.
Ayrıca, kurban borcu olup, hayatta iken vasiyet eden kişinin bıraktığı miras yeterli
ise mirasçıları tarafından vasiyetinin yerine getirilmesi gerekir. Tâbiînden olan
Haneş’ten rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: “Ben Ali’yi (r.a.) iki koçu (birden)
kurban ederken gördüm de kendisine; ‘Bu da nedir?’ diye sordum. ‘Resûlullah (s.a.s.)
(sağlığında) kendi yerine bir kurban kesmemi vasiyet etti. İşte ben de onun yerine
kurban kesiyorum.’ cevabını verdi.” (Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 2; Ahmed b. Hanbel, el-
Müsned, II, 420, 423)
Bu rivayette Hz. Ali, kurbanı kesme gerekçesi olarak Hz. Peygamberin (s.a.s.)
kendisine bunu vasiyet etmesini göstermiştir. Dolayısıyla bu hadis, eğer vasiyeti yoksa
ölü adına kurban kesileceğine delalet etmez.
Buna göre vasiyeti yoksa ölen kimseler için mirasçılarının kurban kesmeleri gerekmez.
Ancak bir kimse, sevabını ölmüş bulunan anne veya babasına yahut diğer yakınlarına
bağışlamak üzere, çeşitli hayır kurumlarına, fakir ve muhtaç kişilere bağışta
bulunabileceği gibi, kurban da kesebilir.
Ölenin kendisi için kurban kesilmesine dair vasiyeti yoksa kesen kimse, bu kurban
etini fakirlere yedirebileceği gibi, kendisi ve zenginler de yiyebilir. Ancak ölen kişinin
vasiyeti varsa, tamamen fakirlere yedirilmesi veya dağıtılması gerekir (Bilmen, İlmihal,
s. 395).
      11. Kesimden önce kusuru tespit edilemeyen bir hayvanın, kurban edildikten
sonra hasta olduğunun anlaşılması ve etinin yenilmeyeceğine dair uzmanlarca karar verilmesi hâlinde, kurban dinen geçerli midir?

Bir hayvanın kurban edilebilmesi için, o hayvanda örfe göre kusur sayılan ayıplardan
birinin bulunmaması gerekir. Satın alınırken kurbana engel bir kusuru olan hayvan
kurban olarak kesilemez. Hayvan kusursuz olarak satın alınıp da alıcının elinde iken
kurban olmaya engel bir kusurun ortaya çıkması hâlinde, kişi zenginse ayıbı olmayan
başka bir hayvan alıp keser. Yoksulsa yeni bir hayvan alıp kesmesine gerek yoktur
(Merğînânî, el-Hidâye, VII, 160; Kâsânî, Bedâi‘, V, 68; Mehmed Zihni, Ni‘met-i İslam,
s. 880).
Kurbanlık hayvanın hasta olduğu, kesildikten sonra ortaya çıkmış ve sağlık
sebebiyle etinin imha edilmesi gerekmiş ise, bu durumda kurban ibadeti yerine
getirilmiş olur. Bununla birlikte kurban kesiminden sonra satıcıya rücu edilip kurban
bedelinin geri alınması halinde, alınan bedel tasadduk edilir. Şayet kurban bedeli satıcıdan geri alınamamışsa, kişinin yeniden bir kurban kesmesi gerekmez.
      12. İki yaşını bitirmeyen ancak kapak atmış olan sığır cinsi büyükbaş
hayvanların kurban edilmeleri caiz midir?

Sığır cinsi büyükbaş hayvanların kurban edilebilmesi için, en az iki kamerî yaşlarını
bitirmeleri gerekir (Ebû Dâvud, Dahâyâ, 5; İbn Mâce, Edâhî, 7; Mevsıli, el-İhtiyâr, IV,
258).
Buna göre iki yaşını bitirdikleri kesin olarak bilinen sığır cinsi büyükbaş hayvanların
dişlerinin kapak atmaması, bu hayvanların kurban olmalarına engel olmaz. Yine dişleri
kapak attığı hâlde henüz iki kamerî yaşını doldurmamış olan büyükbaş hayvanlar da
kurban olarak kesilemezler. Ancak doğumu kesin olarak bilinmeyen sığır cinsi büyükbaş hayvanlar için kapak atma denilen iki ön dişin çıkması, o hayvanın kurban edilebilmesi için bir ölçü olarak kabul edilebilir.

     13. Gebe hayvanın kurban edilmesi caiz midir? Kurbanlık hayvanın kurban edilmeden önce doğurması durumunda ne yapılmalıdır?

Gebe hayvanların kurban olarak da etlik olarak da kesilmesi uygun değildir. Ancak
kesilmesi durumunda da kurban ibadeti yerine gelmiş olur. Kurban edilmek üzere
belirlenen gebe bir hayvan kurban edilmeden yavrulayacak olursa iki yol izlenir: Ya o
yavru da annesiyle birlikte kesilir, fakat sahibi etini yemez, yoksullara verir. Yerse
kıymetini sadaka olarak vermelidir. Ya da kesilmez ve yavrunun kendisi ya da değeri
fakirlere sadaka olarak verilir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, 466-467).
Yavru, anne rahminde iken anne kesilirse, bu yavrunun etinin yenilip yenilmeyeceği
konusu fukaha arasında ihtilaflıdır. Bu yavrunun eti İmam Ebû Hanîfe’ye göre
yenilmez, İmam Şâfiî, Ebû Yûsuf ve Muhammed’e göre yaratılışı tamamlanmışsa yenilir (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 153).

 14. Kısırlaştırılmış hayvanlar kurban edilebilir mi?
Çeşitli amaçlarla kısırlaştırılmış veya hadım hâle getirilmiş hayvanlar kurban olarak
kesilebilir (Kâsânî, Bedâi‘, V, 80). Bu durum kurban açısından herhangi bir eksiklik
oluşturmaz
   15. Kurbanlık hayvanı elektrik veya narkozla bayıltarak kesmek caiz midir?
Dinimiz, tüm canlılara iyi davranılmasını emretmiştir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.),
kesim esnasında hayvana eziyet edilmemesini emretmiştir.
(Bkz. Müslim, Sayd ve Zebâih, 57; Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 12)
Kurbanın bilinen klasik yöntemle kesilmesi asıldır. Bununla beraber kurbana fazla
eziyet vermemek (ölüm acısını azaltmak) maksadıyla, kesim esnasında hayvanın
elektrik şoku, narkoz veya benzeri bir yöntemle bayıltılarak kesilmesi caizdir. Ancak
hayvanın bayıltıldıktan sonra ölmeden boğazından kesilmesi gerekir. Hayvan henüz
kesilmeden, şok etkisiyle ölürse, kurban olmayacağı gibi, eti de yenmez (DİYK 24. 02.
2010 tarihli karar; bkz. Mecma’u’l-Fıkh, Karârât ve Tevsıyât, 28 Haziran-3 Temmuz
1997 tarihli Karar, s. 314-318). Zira kurbanlık veya etlik hayvanın yenilmesinin caiz
olabilmesi için kesim esnasında hayvanın canlı olması gerekir (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 133).

   16. Memeleri kusurlu olan hayvan kurban edilebilir mi?
Hayvandan beklenen bir menfaati tümüyle yok eden veya hayvanın güzelliğini
ortadan kaldıran kusurlar, onun kurban olmasına engeldir. Buna göre ister doğuştan
ister sonradan memelerinin yarısı olmayan hayvan kurban olmaz. Aynı şekilde bir
hastalığa dayalı olarak memelerinin yarısının sütü kesilen hayvan da kurban olmaz.
Fakat bir hastalığa bağlı olmaksızın sütü kesilen hayvanın kurban edilmesinde bir
sakınca yoktur (el-Fetâva’l-Hindiyye, V, 368; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, 469, 470).

(DİB Kurban Rehberi ve DİB web sitesinde bulunan Sıkça Sorulan Sorular bölümünden iktibas edilmiştir.)

timbir - birlik haber ajansi