Havadis53

RTEÜ’lü Öğrencilerden Refah’taki Katliama Tepki

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Öğrenci Topluluklar Birliği tarafından, işgalci İsrail’in sözde güvenli bölge olarak nitelendirilen Refah bölgesinde Filistinlileri yakarak şehit ettiği katliama tepki amaçlı basın açıklaması düzenlendi.

RTEÜ’lü Öğrencilerden Refah’taki Katliama Tepki
479 views
30 Mayıs 2024 - 11:22

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Öğrenci Topluluklar Birliği tarafından, işgalci İsrail’in sözde güvenli bölge olarak nitelendirilen Refah bölgesinde Filistinlileri yakarak şehit ettiği katliama tepki amaçlı Kongre ve Kültür Merkezi önünde düzenlenen basın açıklamasına, RTEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Yılmaz, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mete Avcı, Prof. Dr. Nebi Gümüş, daire başkanları, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.

“Kampüslerden Refah’a Katliama Dur De!” sloganıyla düzenlenen etkinlikte, öğrenci toplulukları adına Ahmet Akarsu basın açıklamasını okudu.

Ahmet Akarsu okuduğu basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

‘’Bugün burada, İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nda gerçekleştirdiği insanlık dışı eylemleri kınamak ve dünya kamuoyunu bu soykırım hakkında bilgilendirmek amacıyla toplanmış bulunuyoruz. Yaşanan bu olay, uluslararası hukukun ve insan haklarının ihlali olup, tüm insanlığın vicdanını derinden yaralamaktadır.

Refah Sınır Kapısı, Gazze Şeridi’nin dünyaya açılan tek kapısından birisidir. Bu stratejik noktada, İsrail güçlerinin uyguladığı ablukalar zaten zor koşullar altında yaşam mücadelesi veren Filistin halkının hayatını daha da zorlaştırmaktadır. Geçtiğimiz günlerde, İsrail’in bu bölgede uyguladığı ağır saldırılar, bombardımanlar yüzlerce sivilin hayatını kaybetmesine ve yaralanmasına neden olmuştur.

İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nda gerçekleştirdiği bu saldırılar, uluslararası hukuk ve insan hakları normlarına açıkça aykırıdır. 1949 Cenevre Sözleşmeleri ve Ek Protokolleri, sivillerin korunmasını ve savaşta ayrım gözetmeme ilkesini vurgulamaktadır. İsrail’in sivilleri hedef alması, bu ilkelere tamamen aykırıdır. Ayrıca, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından yayınlanan raporlar, bu tür eylemlerin insanlığa karşı suç teşkil edebileceğini belirtmektedir.

Maalesef, uluslararası toplumun büyük bir bölümü bu olaylara sessiz kalmaktadır. Bu sessizlik, İsrail’in benzer eylemlerine devam etmesine olanak sağlamaktadır. Uluslararası kamuoyunun ve özellikle etkili ülkelerin bu duruma kayıtsız kalması, sadece Filistin halkının değil, tüm insanlığın adalet duygusunu zedelemektedir.

Bizler, uluslararası toplumu, insan hakları örgütlerini ve tüm vicdan sahibi bireyleri, İsrail’in gerçekleştirdiği bu soykırımı durdurmak için harekete geçmeye çağırıyoruz. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni bu insanlık suçunu kınayan ve İsrail’in sorumlularının uluslararası adalet önünde yargı sürecinin hızlandırılması ve kararların ivedilikle uygulanmasının gerekliliğini yineliyoruz.

Ayrıca, İsrail hükümetine, sivillere yönelik saldırılara derhal son vermesi, insani yardım konvoylarına izin vermesi ve uluslararası gözlemcilerin bölgeye erişimine izin vermesi çağrısında bulunuyoruz. Filistin halkının temel insani haklarına saygı gösterilmesi, uluslararası barış ve güvenliğin korunması açısından hayati önem taşımaktadır.

İsrail’in Filistin’de yapmış olduğu bu soykırım ve son olarak Refah Sınır Kapısı’nda İnsani Yardım Çadırlarına gerçekleştirdiği bu saldırı, dünya tarihine kara bir leke olarak geçecektir. Bu insanlık dışı eylemlerin sorumlularının cezalandırılması ve benzer trajedilerin tekrar yaşanmaması için uluslararası toplumun kararlı ve acil adımlar atması gerekmektedir. Bu süreçte, tüm insan hakları savunucularını ve vicdan sahibi bireyleri, Filistin halkının yanında durmaya ve adalet mücadelesine destek olmaya davet ediyoruz.

Eklemek isteriz ki; Bugün İstanbul fethinin 571. sene-i devriyesinde Yahya Kemal’in deyimiyle: “Biz İstanbul’da mekânı değil, zamanı fethettik.” Fetihler işte böyle çağlar üstü olur, çağlar işte böyle açılır, böyle kapanır.

“Geceler vardır; uykuyla geçer. Sarhoş kusmuklarıyla lekelenir. Geceler vardır; ihtiraslar çağıldar. Yuvalar yıkılır. Geceler vardır; dirilişe gebedir. Fecr olur. Şehr-i İstanbul feth olunur. Bir çağ kapanır. Bir çağ açılır…”

Selahaddin Eyyubiler, Yavuz Sultan Selimler, Abdulhamidler, Hz. Ömerler çıkar ve 571 yıl önce Fatih’in İstanbul’u fethettği gibi bugün de Kudüs tekrar fethedilir.

Evet, çağ açıp çağ kapatan ecdada rahmet olsun. Evet, çağ kapatıp çağ açacak biz yeni neslin gazaları şimdiden mübarek olsun. “Zaman bendedir ve mekân bana emanettir” şuuruyla. Tüm insanlığa arz ederiz.’’

 

timbir - birlik haber ajansi