Başta ÇAYKUR’da çalışan mevsimlik işçilerin sorunları olmak üzere Türkiye genelinde hazırlamış olduğumuz yasa tasarısıyla ilgili açıklamada bulunuyoruz. Bu yasa tasarısını önümüzdeki günlerde parlamentoda grubu bulunan bütün partilere ileterek bu yasa tasarısının hızlı bir şekilde yasallaşmasını isteyeceğiz.

‘ÇAYKUR HER YERE KAYNAK AYIRIYOR İŞÇİYE GELİNCE PARA YOK DİYOR”
Çaykur’da çalışan mevsimlik işçilerin Kadro talebi devam ediyor. Çaykur her yere kaynak ayırıyor ama işçiye gelince de para yok diyor. Ne yazık ki binlerce işçinin kadro talebine iktidar kulaklarını tıkamış durumda. Çaykur yönetimi işçilerin sorunlarını çözmek yerine Çaykur’u milyonlarca lira zarar ettiriyor. Çaykur yönetimi söz konusu işçiler olunca da kaynak bulmakta da zorlandığını ifade ediyor. Aslında Çaykur zarar etmiyor, ne yazık ki Çaykur zarar ettiriliyor.

‘ÇAYKUR İŞÇİLERİ YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA YAŞAMAKTA’
. Bugün Çaykur’da çalışan kadrolu işçilerin ne yazık ki yoksulluk sınırının altında yaşamakta.
Mevsimlik işçiler açısından düşündüğümüzde mevsimlik işçilerin tamamının açlık sınırının altında bir ücretle çalıştığını söyleyebiliriz. Çaykur’da çalışan mevsimlik işçilerin ve ülke genelinde diğer alanlarda çalışan mevsimlik işçilerin sorunlarına çok acil bir şekilde çözüm bulunmasını istiyoruz. Mevsimlik işçiler çalıştıkları sürelerde işsizlik sigortası fonuna prim ödüyorlar. İşçilerin yıllarca çalışmasına rağmen işsizlik sigortasına prim ödemelerine rağmen ne yazık ki mevsimlik işçiler işsizlik sigortasından işsiz kaldıkları dönemde ücret alamıyorlar.
Biz diyoruz ki Mevsimlik işçilerin işsizlik sigortasına prim ödemeleri nasıl meşru ise nasıl haksa bu mevsimlik çalışanların kendilerinden kesiliyorsa o zaman mevsimlik işçiler iş akitleri kesildik den sonra yeniden işe başlayacakları tarihe kadar işsizlik sigortası fonundan yararlandırılmaları gerekir. Bu mevsimlik işçiler için anasının ak sütü gibi helaldir. Konuyla alakalı yasa tasarısını hazırladık, bu yasa tasarısının bir an önce meclisten geçirilerek, kanunlaştırılarak başta Çaykur işçileri olarak bütün mevsimlik işçilerin de işsizlik sigortasından faydalanacakları bu tasarının kabul edilmesini istiyoruz.

‘İŞSSİZLİK SİGORTA FONU İŞÇİLERE DEĞİL PATRONLARA KULLANDIRILMIŞTIR’
Son 1 buçuk yıldır Türkiye bir pandemi ve salgın süreci yaşadı. Bu pandemi salgın sürecinde işsizlik sigortası fonundan Patronlara çok ciddi kaynaklar aktarıldı. Oysaki işsizlik sigortasının kuruluş amacı, temel ilkesi işssiz kalan yurttaşlarımızın işsizlik sigortası fonundan en azından aç kalmayacakları şekilde ücret almalarıdır. Ama bakıyoruz ki bugün işsizlik sigortası fonu maalesef işçilere kullandırılmak yerine patronlara kaynak aktarılmak için kullanılmıştır.

‘TBMM’DEN İŞÇİLER LEHİNE HİÇ BİRYASA ÇIKMADI’
Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunan bütün partilerin şunu anlaması gerekir. Son birkaç yılda ne yazık ki bu meclisten işçiler lehine yasalar çıkmadı. Ama bir çok yasa çıktı. Disk ve Gıda iş olarak daha önce parlamentoya biz bir yasa tasarısı daha sunduk. Bu tasarımızda dedik ki asgari ücretle çalışanların asgari ücrette ödedikleri verginin alınmaması konusunda bir yasa tasarısı hazırladık verdik. Çünkü zaten adı üzerinde Asgari ücret yani geçinebileceği en az ücret. Buradan da bu işçilerden vergi aldığınızda maalesef işçilerin açlıkla yoksullukla da yüz yüze kaldıkları bir gerçek. Bu nedenle de hem bizim hazırladığımız yasa tasarısı için bir an önce mecliste çalışan bütün partilerin harekete geçerek bu yasaların yasalaştırılmalarını talep ediyoruz.

Çaykur’dan açıklanan zararlara hepimiz kamuoyu tarafından tanık olduk. Bu açıklanan zararlarla on bin mevsimlik işçinin birkaç yıllık ücreti karşılanıyor. 3-4 yıdır 1 milyarın üzerinde bir zarar var. Bunun hesabı neden sorulmuyor. Bu işçinin emekçinin vergisini veren küçük esnafın alın terinden gelen paralardır. Ürününü yok pahasına satan üreticinin emeğidir. Gecesini gündüzünü ÇAYKUR’daki fabrikalar da hayatını vererek çalışan işçilerin emeğidir. Bunlar karşılanmadan bunlarla ilgili adımlar atılmadan ne ÇAYKUR işçisinin sorunları biter ne de Çay üreticisinin talepleri yerine gelir.

‘KOTA VE KONTENJANIN KALDIRILMASI GEREKİYOR’
Her yıl ki gibi bu yılda Cumhurbaşkanı tarafından çay fiyatı açıklandı ama ÇAYKUR kota koyunca üretici yeniden özel sektörün eline düştü. Çay üreticileri ürünlerini bu tüccarlara satmak zorunda kalıyor ve bu tüccarlar üreticilerden büyük fiyatlar kırıyorlar. Fiyat kırımının yanında aynı zaman da nakit ödemeyerek üreticileri zor durumda bırakıyorlar. ÇAYKUR’un bütün üreticilerin ürünlerini alması konusunda çalışmalarını yapması gerekir. Kota ve kontenjanın kalkması gerekir. ÇAYKUR’da teknolojik yenilikler yaparak bütün çay üreticilerinin çaylarını alacak şekilde yeniden organizyonun yapılması gerekir.

Bu yıl bütün kamu da toplu iş sözleşmeleri dönemi. 1 milyonun üzerinde kamu işçisi hükümetle ve ilgili sendikalarla pazarlığa oturdu.4’üncü ay da da Çalışma Bakanlığına bir teklif verildi. Kamudaki toplu iş sözleşmeleri hükümetle ilgili sendikalar arasında yürütülüyor. Geçmiş yıllarda kamuda ki yapılan sözleşmelerin tümü enflasyonun altında kalmıştır. Kamu da çalışan işçilerin ücretleri her yıl daha fazla erimektedir. Bu nedenle başta ÇAYKUR olmak üzere insanca yaşanır bir ücretin alınması konusunda bugün burada yetkili olan sendikanın mücadele etmesi gerekir. ÇAYKUR işçilerini kapsayacak bir çalışmanın yapılması gerekiyor. Ama görüyoruz ki ÇAYKUR bunu yapmıyor.

‘ÇAYKUR İŞÇİSİ YOKSULLUK SSINIRININ ÜZERİNDE ÜCRET ALMASI GEREKİR’

Son 4 dönemdir toplu iş sözleşmesi yapan ÖZ GIDA İŞ ne yazık ki ÇAYKUR işçilerinin kayıplarını gidermemiştir. Gidermediği gibi işçileri de birçok sorunla baş başa bırakmıştır. Bugün iktidarın, hükümetin, TUİK’in yapmış olduğu çalışmalar da yoksulluk ücreti 9 bin liranın üzerindedir. Açlık sınırı ise zaten 3 bin liranın üzerindedir. Buna göre ÇAYKUR işçisi en azından yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret alması gerekir. Mevsimlik işçilerin tümü açlık sınırının altında ücret almakta. ÇAYKUR’u zarar ettirmek yerine ÇAYKUR’u gerçek sahipleri işçilerin yönetmesi, bu ülkenin vergilerini verenlerle birlikte yönetmesi ve zarar ettirilmeden kar ettirilerek istihdam arttırılarak ÇAYKUR’un teknik olarak teknolojik olarak yenilenerek yeniden gerçek anlamda kar eden ve üreticilerinde hakkını aldıkları bir kurum haline getirmek gerekir.”