İkizdere’de Cengiz İnşaat’ın taş ocağı nedeniyle sağlıklı suya ulaşamadıklarını ifade eden köylüler, bal ve çay üretiminin de düştüğünü söylüyor.
İkizdere’de yapımı devam eden taş ocağı nedeniyle sağlıklı suya ulaşamadıklarını ifade eden köylüler, bal ve çay üretiminin de düştüğünü söyledi.
Rize’nin İkizdere ilçesinde bulunan İşkencedere Vadisi’ne yapılmak istenen taş ocağına karşı, bölge halkının doğa nöbeti devam ediyor. 21 Nisan tarihinde iş makinelerinin bölgeye girmesiyle birlikte fiili mücadeleye başlayan köylüler, o tarihten itibaren zaman zaman asker, bürokrat ve bakanlarla karşı karşıya kaldı. Bu süre boyunca askerler tarafından yolları kesilen, kimi zaman evleri basılarak gözaltına alınan köylüler, tüm engellemelere rağmen Gürdere köyünün girişinde kurdukları çadırda nöbetlerini sürdürüyor.
İkizdere’nin Gürdere köylüleri, 21 Nisan’dan bu yana gelişen süreci ve ocağın doğaya verdiği zararı anlattı.
DERE KAPATILDI
Köylülerden Jeofizik Mühendisi Osman Baş, bölgedeki ilk sürecin 2019 yılında başladığını söyledi. Bu dönemden itibaren hukuki ve fiili mücadelelerinin devam ettiğini aktaran Baş, “Bu mücadelenin içerisinde hemen her kesimden köylüler yer aldı. Fakat çok sert bir tepki ile karşılaştık. Hem yasaklamalar hem de cezalar ile bu süreçten soğutulmak istendik. Pandemi yasaklarının en yoğun olduğu süreçte köylüler dağlardan yürüyerek gelip iş makinelerine karşı durdular” dedi.
3 aydır devam eden çalışmalarda derenin kapatıldığını ve köylülerin sağlıklı bir su kullanamadığını ifade eden Baş, “Bunlar bile bu direnişin ne kadar haklı olduğunu göstermeye yetiyor” diye belirtti.
HEYELAN RİSKİ
Bölgenin coğrafi yapısından kaynaklı heyelan riskinin olduğunu belirten Baş, bölgedeki toprak kalınlığının 10 ile 30 santimetre arasında olduğuna dikkat çekerek, “Yağmur suları ile beraber yaratılacak doygunluk toprağı aşağı doğru akıtacaktır. Çünkü yüzde 70 üzerinde bir eğimin olduğu bölgede aşağıdan kayayı alırsanız, yukarıdaki toprak aşağı doğru akar. Bu da taş ocağının burada yapılmaması için ayrı bir gerekçe. Bölgede zaman zaman toprak kaymaları yaşanıyor. Henüz daha ciddi yağmurlar da gelmedi. Bu yağmurların bölgede oluşması ile birlikte heyelanlar oluşacaktır” ifadelerini kullandı.
İŞ KAZALARI YAŞANABİLİR
Heyelanlarla birlikte ciddi iş kazalarının da meydana geleceğinin altını çizen Baş, “Aldıkları önlemler hiçbir şekilde kazaları önlemeye yönelik değildir. Bu projeyi burada yapanlar şunu iyi bilmesi gerekir; yarın oluşabilecek kazaların sorumlusu kendileridir. Bunun yaratacağı sorunları, riskleri ne yazık ki hesaplamıyorlar. Sadece kar hırsına odaklanmışlar, insan ve diğer canlıların hayatını önemsemiyorlar” diye konuştu.
BAL ÜRETİMİ BİTECEK
Köylülerden Ali Akyıldız ise vadiye yapılacak taş ocağı ile bal üretiminin biteceğini söyledi. Geçmiş dönemlerde vadiden 8 ile 10 ton arasında bal alındığını ifade eden Akyıldız, “Benim çocukluğumda yaşlılar ‘İşkencedere’den kestane balı almayan arıcıyım demesin’ derdi. Bu vadinin balı ilaç sanayisinde bile kullanılan meşhur bir baldır. Şu anda bu bal yok olacak. Dünya var olduğu müddetçe bu bal daha olmayacak. Çünkü kestaneleri kesmeye başladılar. Burada bir tane ağaç bırakmayacaklar” diye belirtti.
“KÖYLÜYÜ KANDIRDILAR”
Aynı durumun çay için de geçerli olduğunu aktaran Akyıldız, bölgede organik çay üretimi yaptıklarını dile getirdi. Akyıldız, “İnsanlara ‘biz 13 hektarlık yerden taşı alıp çıkacağız’ diyorlar. Çay ve bal üreticilerine iki senelik zararlarını karşılama sözü vererek ikna etmeye çalışıyorlar. Köylülerin bir kısmı buna inandı ama sadece vereceğiz diyorlar. Ortada para da yok. AKP Rize milletvekilleri ise ‘Köye su getireceğiz. 150 yıllık su sorununu çözeceğiz’ diyerek köylüyü ikna etti” dedi.
SÖZLER TUTULMADI
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Ali Karaismailoğlu’nun bölgeye geldiğinde 2 ay içinde çay fabrikasının temelini atacağın sözünü verdiğini hatırlatan Akyıldız, “2 ay doldu ne çay fabrikası var ne de temel. ‘Bal, çay parasını vereceğiz. Buradan iki ayda çıkacağız’ gibi sözlerin de hepsi yalan. Sadece köylüleri burada verilen mücadeleden uzak tutmak istiyorlar” şeklinde konuştu. (MA) – TOLGA GÜNEY